Kasım 2011 için arşiv

Hindistan İzlenimleri

Hindistan’ı hakkında bir “gezi yazısı” olarak tanımlanacak bir metin çıkaracak kadar gezemediğim için sadece bu ülkede geçirdiğim 6 günde gözüme takılanları ve bu sürede öğrendiklerimi paylaşacağım. Yani aşağıda Ganj’ı, Taj Mahal’i bulmayı beklemeyin. Her zamanki gibi iş nedeni ile 5 gün Pune’de bulunmam gerekti. Aslında bu zorunlu durum benim tam da istediğim şey. Gittiğim ülkelerde o en popüler, en turistik şehirlerini görmektense, sadece yerel insanların yaşadığı, o ülkeye ait gerçek yaşamı görebileceğim yerleri görmeyi tercih ederim. Özellikle Avrupa’da genelde küçük köylerde kalma şansım olduğu için gerçek İtalya’yı, gerçek Hollanda’yı, gerçek İsviçre’yi görebilme şansına kavuştuğuma inanıp kendimi avutuyorum. Hindistan’da da vakit darlığından da sadece sonuna 1 gün Mumbai ekleyebildim.

Benim Hindistan’daki ilk 8 saatimi okumak yerine izlemek isterseniz, Outsourced adlı filmin ilk 8 dakikasını izleyebilirsiniz. Filmdeki ana karakter Amerika’dan Mumbai’ye geliyor ve daha içeri bölgelerdeki bir şehre iş için bir taksi ile gitmesi gerekiyor. O adam ne gördüyse, ne yaşadıysa aynısını bende gördüm bende yaşadım. Başlamışken filmin devamını da izleyin derim güzel bir filmdi.

İlk İzlenimler

Uçakta çok sayıda Hintli vardı ve hiçbirisi Pakistanlılar veya Araplar gibi uçakta kıyafet değiştirme ihtiyacı duymadı. Evinde sarıkla dolaşan İstanbul’da da rahat rahat sarıkla dolaşıyor. Adamların kendilerine güvenleri tam. Yolculuk yapan kesimin kıyafetleri kesinlikle kaliteli ve zevk sahibi gibi duruyor. Şöyle bir bakınca sadece ülkenin yüksek gelirli kesiminin seyahat ettiğini hissediyorsun. Yazının devamını oku »

Reklam

, , , , , ,

16 Yorum

Güney Afrika İzlenimleri

Gittiğim ülke hakkındaki ilk izlenimlerim hep uçakta başlar. Ne kadar turist gidiyor, gidenlerin ne kadarı oralı, ülkesine dönen halk neden gelmiş bakarım. Güney Afrika uçağında da Afrika görünüşlü insanlar bekliyor insan. Tamamına yakını sarışınlardan oluşan bir grupla karşılaştım. Görebildiğim siyah tenli insan sayısı 4-5 i geçmedi. Ben uçaktaki en esmer %10 luk dilime giriyorum.

Johannesburg

Havaalanındaki gördüğüm insanların dağılımı bizim uçaktan çok farklı değil. Ne de olsa uluslararası havaalanındayız. Birazdan iç hatlara geçip Güney Afrika Havayolları ile uçacağım. Orada durum değişmeli dedim ama farklı değildi. Hala ortalamaya göre esmerim.

Durban

Siyah insan sayısı biraz arttı ama sebebi Hintliler. Durban, dünyada Hindistan dışında yaşayan en büyük Hintli nüfusuna sahip şehirmiş. Bu Afrikalıların nerede olduğunu merak etmeye başladım.

Durban’da iş sebepli 5 gün geçireceğim. Bana otel yerine bir misafirhane ayarlandığı için çok şehre inme fırsatım olmayacak gibi. O nedenle çok fazla Durban izlenimi beklemeyin.

İlk göze çarpanlar şunlar; Her yer yemyeşil. Trafik soldan. Yapılaşma apartmansız, sadece çok güzel tasarıma sahip bahçeli evler var. Havaalanında dahi insanların birçoğu yalın ayak dolaşıyor. En çok da beyazlar ayakkabı giymiyor. Hala Afrikalılar etrafta yok, merak etmeye başladım. Bulunduğum ortamda birisi bir fotoğraf çekse ve “Bunlardan hangisi Afrikalı, bulun?” dese herkes beni gösterir.

Odama girer girmez ilk işim lavaboyu doldurup suyun boşalmasını izlemek oldu. Gerçekten su saat yönünün tersine dönerek boşaldı. Daha önce tam ekvator üzerinde denemiştim. Stabil değildi, bir öyle bir böyle dönüyordu. Böylece bu konuyu da netleştirmiş oldum.

Yazının devamını oku »

, , , , , ,

13 Yorum

Pakistan İzlenimleri

Son 3 yılda 4 kere gittiğim, sevilecek hiç bir şey yok gibi görünse de garip bir şekilde sevdiğim Pakistan anılarıma hoş geldiniz. Yazı bitince ne kadar uzun olduğuna şaşırdım. Anlatılacak daha çok şey var ama fazla uzatırsam okunmayacağından çekinip bu kadarını aktardım.

İlk İzlenimler

İlk izlenim nerede başlar? Uçakta. Daha ilk Pakistan uçuşunda şunu öğrendim. Uçaklar cep telefonu açık diye düşmüyor. Düşüyor olsa ilk ziyaretimdeki Katar-Lahor uçağı düşmüş olmalıydı. İnişe geçtiğimiz sırada bizim oturduğumuz bölümde en az 15 kişi aynı anda telefonla konuşuyordu. Garibim hostesler deli oldular. Bir sıra önümdeki orta dörtlüde oturan 4 kişi de, aynı anda, hello, hello, selamın aleyküm diye birilerine seslerini duyurmaya çalışıyordu. Hostes gelip sinirle kızıyor, uyarıyor, telefonu ceketine sokan bu arkadaşlar sanki yaramaz lise öğrencisi gibi hostesin arkasını döndüğü anda telefonu çıkarıp konuşmaya devam ediyorlar.Yani özetle bugüne kadar bizim iç hatlarda şahit olduğum bir sürü cep telefonu açık kavgası ve gerginliğine pek gerek yokmuş.

Ayrıca Pakistan uçağında herkes kelebeğe dönüşen tırtıl misali değişime uğruyor. Binerken yolcuların %90’ı batılı kıyafetleriyle bindi. Arada bir yemek yedik. Biraz uyudum, uyandım. O arada ne olduysa oldu, inenlerin %90’ı beyaz, krem entarilerle indi. Hangi arada değiştiler ne oldu anlamadım. Allahtan benim kıyafetim değişmemişti. Artık uçakta uyanınca önce üstüme başıma bakıyorum. Yazının devamını oku »

, , , ,

69 Yorum